Eski Türklerde Devlet Yönetim Biçimi Nasıldı

Eski Türklerde Devlet Yönetim Biçimi Nasıldı?

Türkler, tarih boyunca kurdukları devletlerde özgün ve işlevsel yönetim sistemleri geliştirmiştir. Bozkır yaşamının getirdiği hareketlilik, toplumsal dayanışma ve askeri disiplin, devlet yönetimine de yansımıştır. Eski Türklerde devlet, sadece bir otorite değil, toplumun düzenini sağlayan, adaleti gözeten ve milletin refahını amaçlayan bir kurum olarak görülmüştür. Bu anlayış, hakanlık ve kurultay gibi kurumlarla şekillenmiş; ikili teşkilat, görev paylaşımı ve katılımcı yönetim gibi uygulamalarla zenginleşmiştir. Türk devlet geleneği, halkın ve yöneticilerin karşılıklı sorumluluğu temelinde yükselmiştir.

Eski Türk Devlet Anlayışı

Eski Türk devletlerinde en yüksek otorite kağan veya hakan olarak adlandırılan hükümdarda toplanırdı. Hakan, hem siyasi hem de askeri liderdi ve gücünü “kut” inancına, yani Tanrı tarafından kendisine bahşedilen yönetme yetkisine dayandırırdı. Kağanlık genellikle babadan oğula geçer, ancak hükümdarın başarısız olması durumunda tahttan indirilmesi mümkündü. Kağan kutsal kabul edilir, devletin ve halkın refahından doğrudan sorumlu tutulurdu.

Devlet Yönetiminde Kurultay Sistemi

Kurultay, eski Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı danışma meclisiydi. Olağanüstü durumlarda (savaş, barış, isyan, göç) toplanan kurultay, disiplini ve töreye uygun oturma düzeniyle dikkat çekerdi. Kurultay üyeleri arasında hatun, şad, ilteber, yabgu, tigin, tarkan gibi yüksek devlet görevlileri yer alırdı. Kurultayda kağanın görevini yapamadığı durumlarda azledilmesi de gündeme gelebilirdi. Her boyun kendi küçük kurultayı da bulunurdu ve bu yapılar katılımcı yönetimin temelini oluştururdu.

Kurultay üyeleri şunlardı:

  • Hatun (kağanın eşi)
  • Şad (prens)
  • İlteber, Yabgu, Tigin (yönetici sınıf)
  • Tarkan, Tudun (askeri ve idari görevliler)

Devlet Yönetiminde İkili Yapı

Eski Türk devletlerinde ülke genellikle doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılırdı. Doğuyu kağan, batıyı ise genellikle kağanın kardeşi olan yabgu yönetirdi. Bu sistem, geniş toprakların daha etkin yönetilmesini sağlarken, zaman zaman iç karışıklıklara ve devletin zayıflamasına da yol açabilirdi. İkili teşkilat ilk olarak Asya Hun Devleti’nde uygulanmış, daha sonra Göktürkler ve Karahanlılar gibi devletlerde de devam ettirilmiştir.

İkili yapının temel özellikleri:

  • Doğu kanadı kağana, batı kanadı yabguya bağlıydı.
  • Yabgu, iç işlerinde serbest, dış işlerde kağana bağlıydı.
  • Topraklar hanedan üyeleri arasında bölüşülürdü.

Devlet Görevlileri ve Yönetici Sınıf

Devlet yönetiminde çeşitli unvan ve görevler bulunurdu. Kağanın yardımcısı genellikle “bek” veya “şad” olurdu. Diğer önemli görevliler arasında tarkan (ordu komutanı), ilteber ve tudun (eyalet yöneticileri), hatun (kağanın eşi ve siyasi danışman), tigin (prens), ve apa tarkan yer alırdı23. Bu yöneticiler, hem merkezi otoritenin sürdürülmesinde hem de yerel yönetimde etkin rol oynarlardı.

Başlıca devlet görevlileri:

  • Bek/Şad: Kağanın yardımcısı ve askeri lider
  • Tarkan: Ordu komutanı ve bölge valisi
  • İlteber/Tudun: Yerel yönetici
  • Hatun: Siyasi ve toplumsal etkinliği olan hükümdar eşi

Adalet ve Hukuk Sistemi

Eski Türklerde adaletin temelinde “töre” yer alırdı. Töre, yazılı olmayan ancak toplumun ortak değerleriyle şekillenmiş kurallar bütünüdür. Kağan, töreye uymak ve adaleti sağlamak zorundaydı. Suç ve cezalarda toplumsal düzeni korumak, barışı ve birliği sürdürmek esastı. Kurultay, gerektiğinde adaletin sağlanmasında da rol oynardı. Kağanın yetkileri töre ve kurultay ile sınırlandırılmış, böylece keyfi yönetimin önüne geçilmiştir.

Eski Türklerde Ordu ve Askeri Yapı

Eski Türklerde Ordu ve Askeri Yapı
Eski Türklerde Ordu ve Askeri Yapı

Eski Türk devletlerinde ordu, devletin en önemli kurumlarından biriydi. Bozkır yaşamının getirdiği savaşçı ruh, orduya disiplin ve etkinlik kazandırmıştı. Ordu, kağanın doğrudan komutasında olup, tarkan ve diğer askeri liderler tarafından yönetilirdi. Her erkek, askerlik yapmak zorundaydı ve ordu, sürekli hazır durumda tutulurdu.

Askeri yapının temel özellikleri:

  • Ordu, onluk sisteme göre teşkilatlanırdı (onbaşı, yüzbaşı, binbaşı gibi).
  • Süratli atlı birlikler, Türk ordusunun temel gücünü oluştururdu.
  • Savaş ve savunmanın yanı sıra, devlet otoritesinin korunmasında da ordu etkin rol oynardı.
  • Disiplin, cesaret ve sadakat, askeri yaşamın temel değerleriydi.

Devlet Yönetiminin Sosyal ve Kültürel Yansımaları

Devlet yönetim biçimi, toplumun sosyal ve kültürel yapısını da derinden etkilemiştir. Katılımcı yönetim anlayışı, halkın devlet işlerine dolaylı olarak katılımını sağlamış, boylar arası dayanışmayı güçlendirmiştir. Töre ve kurultay, toplumsal adaletin ve eşitliğin sağlanmasında önemli rol oynamıştır. Ayrıca, yönetici sınıfın halktan kopuk olmaması, devletin meşruiyetini artırmıştır.

Sosyal ve kültürel yansımalar:

  • Boylar arası birlik ve dayanışma
  • Adalet ve eşitlik anlayışının güçlenmesi
  • Toplumsal düzenin korunması
  • Kültürel değerlerin devlet yönetimine yansıması

Devlet Yönetiminde Kadının Rolü

Eski Türklerde kadın, devlet yönetiminde ve toplumsal yaşamda önemli bir yere sahipti. Kağanın eşi olan hatun, kurultaya katılır, siyasi kararlarda söz sahibi olurdu23. Hatunlar, zaman zaman elçi kabul edebilir, devlet işlerinde danışmanlık yapabilirlerdi. Kadının bu etkin rolü, Türk toplumunda cinsiyetler arası eşitliğin ve karşılıklı saygının bir göstergesiydi.

Kadının devlet yönetimindeki başlıca rolleri:

  • Kurultaya katılım ve siyasi danışmanlık
  • Toplumsal temsil ve diplomasi
  • Kriz anlarında yönetimde aktif rol alma

Genel Değerlendirme

Eski Türklerde devlet yönetimi, merkezi otorite ile katılımcı ve kolektif bir anlayışın dengeli birleşiminden oluşuyordu. Kağanlık sistemi, Tanrı’ya dayandırılan bir meşruiyetle güç kazanırken, kurultay ve töre gibi kurumlar sayesinde hükümdarın yetkileri sınırlandırılmış ve denetlenmiştir. İkili teşkilat, geniş toprakların verimli yönetilmesini sağlarken, zaman zaman iç karışıklıklara da zemin hazırlamıştır. Devlet görevlileri ve yönetici sınıf, merkezi ve yerel yönetimin etkinliğini artırmıştır. Adaletin temelinde töre yer almış, kağan halkına karşı sorumlu tutulmuştur.

Ordu, hem devletin bekası hem de toplumsal düzenin korunmasında vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Kadının devlet yönetiminde aktif rol alması, Türk toplumunun sosyal yapısında cinsiyetler arası dengeyi ve işbirliğini öne çıkarmıştır. Devlet yönetimindeki bu yapı, sosyal ve kültürel hayata da yansımış, adalet, eşitlik ve dayanışma gibi değerlerin kökleşmesini sağlamıştır. Sonuç olarak, eski Türklerde devlet yönetimi; otorite, katılımcılık, adalet ve toplumsal sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilmiş, zamanının ötesinde bir sistem olarak tarihe geçmiştir

Bunlara da Göz atın